16 Nisan 2007 Pazartesi

tembellik doğuştan mı, sonradan kazanılan bir yetenek mi?

Saat 05:40, pazartesi sabahı... normal çalışan insanın (hele de Ankara'da yaşıyorsa) uyuduğu, uyansa da "ooohhh, 1-1,5 saat daha yatarım, missss" dediği saat.. ben ne yapıyorum, çeviri yapacağım diye saat kurdum, kalktım, sonra vazgeçim ama aklıma takılanlar yüzünden geri uyuyamadım, blog yazıyorum...

İş yerinde bize bir dead-line veriyolar, işte şu gün, şu saate kadar işinizi teslim edin diye. Allahları var acil bir iş yoksa çok da insaflı tarihler oluyor.. ideal olan iş gelir gelmez başlayıp, bir an önce bitirip teslim etmek ama an itibariyle görüldüğü üzre ben bütün haftasonu yayılıp pazatesi sabah 5'e işi bırakıp, o zaman da yapmıyorum.. neden?? çünkü dead-line salıya...

Peki neden?? ödevleri de böyle son dakikaya bırakırdım ben hep, hatta tezimi bile postalamam gereken günün sabahında cilde verebildim.. O kadar son dakikacı bir insanım... kazara erken bitirdiğim de oluyor, o zaman pek bi ferah oluyorum, diyorum e işte bak ne güzelmiş, hep yapsana bunu... ama yok, illa ki son saniye böyle bir panik bir adrenalin olcak, yetişti yetişmedi.. manasız sabahlanılacak, işe kan çanağı-şiş gözlerle gidiliecek, asansörde makyajsız-saçbaş felaket bir şekilde yeni kuaförden çıkmışlara uzaylıymış gibi görünülecek, aşırı kahve içilip hiperaktif olunacak, oda arkadaşlarını bayana kadar konuşulacak...vs vs vs...

Geçmez değil mi? öyle hani bunun bi ilacı, hapı falan yoktur, terapisi-tedavisi...28 senelik hayatım böyle geçti, devamı da böyle değil mi? Of... neyse işe döneyim bari.. 1 saatte ne çevirsem kârdır...

bi maillerime bakayımda önce:)) yoksa arkadaşa muffin sözüm vardı, muffin mi yapsam şöyle taze taze götürsem sabah...nam nam nam...çikolatalı....hmmmm...

ceren "the son dakika insanı"

1 yorum:

Adsız dedi ki...

cerenim, yok olmaz, 28 yildir boole, boole de devam eder, yumurtayi kapiya dayandiran insan:))