24 Şubat 2012 Cuma

Sağlıklı atıştırma alternatifi ve ofis partisi



Geçenlerde çalıştığım yerde birisine hediye olarak gelen meyve kuruları aklıma takılmıştı, çok güzeldi tatları ve de temiz temizdi....ama o zaman diyetimde salatadan çok whooper vardı:) unutmuşum... sonra tekrar karşıma çıktılar, hemen internetten araştırmaya başladım, foodlovers sayfasından ulaştım...çilek ve şeftali kurusunun kalmamış olması beni üzdüyse de hemen sipariş verdim elbette...


Paket elime ulaşır ulaşmaz teste başladım (birer lokma yedim tabi, meyve de olsa kalori kalori-karbo karbo)... lezzet ve temizlikten sınıfı geçtiler ama keşke açılınca geri kapatılabilen bir kutuda olsalarmış ve de arkasında besin değerleri de yazsaymış. Bir elma bir porsiyon ama kaç parça kıtır elma bir porsiyon ediyor bilemiyoruz. En azından kaç gramda kaç kalori var bilinse öğlen ara öğün yoğurduna ona göre eklenip yenebilir.

Bu arada dün ofiste ufak bir kutlama yaptık, kendimle gurur duyduğumu belirtmek isterim, 1/3 kol böreği, azıcık patatesli gözleme, çok çok az cheese cakele günü kapattım. Çilek almışlar bir de, ondan yedim, az yağlı peynir-domates ikilisinden yedim. Normalde en az 3 börek, yarım gözlemeyi gümletirdim ama yapmadım... bana 10 puan diyorum!!!

Ayrıca endokrinaloğumla görüştüm, kilo verdiğim için aferin aldım ama haziran başına kadar kilo vermeye devam et, ideali 3 ayda 6 kilo, +/-2 dedi. yani 8den fazla vermemem lazımmış. Günlük kalorini az alma sakın, sistemi bozma dedi. Daha önceki yazıda yazdığım %10-%15 muhabbeti yani. Kilo vermeye çalışıp haftada yarım kilo verdim, 400 gram verdim diye morali bozulanlara motivasyon olsun diye yazdım, haftada yarım kilo başarı aslında, sakın unutmayın!!!

Cumartesi tartıya gidiyorum, bakalım ben ne yaptım...

20 Şubat 2012 Pazartesi

beşinci hafta oldu, devam ediyorum


Diyette 5. haftaya girmiş bulunuyorum.. giden kilolar buz dağından kırpılmış bi parçacık onu biliyorum ama bu işe girişmeseydim o gidenleri eklemiş olurdum muhtemelen... yani az-çok demeyip devam etmek lazım sanırım.. di mi?


An itibariyle ofiste yapmış olduğum salatamı ve evden getirdiğim etimi yiyorum. Salayı nasıl ofiste yaptın diyen olursa, ikeadan aldığım kocaman kilitli poşetlere evde yıkadığım marul, ıspanak, maydanoz, dereotu, roka ve naneyi kurutup, içine de kağıt havlu koyarak paketledim. Bir de bi kavanoza nar ekşisi ve elma sirkesini karıştırıp koydum... yiyeceğim kadarını alıp boş plastik kutuya yaprakları yırtmak suretiyle salata yapıyorum (tabi ben şanslıyım, ofiste buzdolabım var) kalanları geri dolaba. haftada bir erzak deposu yapsam dolaba yetecek gibi. Bu usulle epey dayanıyor yeşillikler. Tavsiye olunur.

Gelelim ups & downs kısmına;
Down: geçen hafta pazar akşamı pizza yedim. 12 Şubat 2012. Up: "battı balık yan gider"'e bağlamadan sabah kaldığım yerden devam ettim.

Down: Cuma günü iki tane brownie intense'in miniklerinden yedim, 1 vişneli bi çikolatalı. Up: Aynı...

(burada şunu belirtmek isterim ki bundan önceki diyet girişimlerimde "bugün dayanamadım patates kızartması yedim, yarın devam ederim" aşamasından ziyade "bugün patates kızartması yedim nasıl olsa, bari bi de pasta-çikolata-cips-kuryemiş de yiyim, aklım kalmasın yarın devam ederim" şeklinde süreçlerden geçerdim. Pizzayla kamış olmam çok ciddi bir ilerleme benim için)

Bir de geçen hafta çeşni olsun diye sabah kahvaltıma konan tost beni ekmeksiz kahvaltıdan daha çok acıktırdı. Tersi olur sanıyor insan (tüm bilimsel veriler aksini söylese de ekmekle daha kolay doyulur diye bir anlayışım vardı benim) ama sabah ekmek yemeyince, sadece peynir yeyince öğlene daha az acıkıyormuşum. Bugün peynir-domat-salatalık kahvaltıma geri döndüm. Mutluyum :)

Görüşürüz.




14 Şubat 2012 Salı

üç yıl aradan sonra tekrar merhaba

Başlıkta üç yıl dediğime bakmayın, neredeyse 4 yıl olmuş... 2008 yılbaşı postunda kilo vermeye çalıştığımı anlatmışım.. durumda bi değişiklik yok... hatta o zaman verdiğim kiloları kat be kat geri aldım.. sonra biraz verdim (zehra'yı da kendimle beraber bunalıma soktum), bi daha aldım...

Bütün sağlıklı yaşam/zayıflama yazılarında bahsedilen yoyo benim.. kiloları veriyorum, en az birbuçuk katını geri alıyorum...madden ve manen şişiyorum yani

Son gittiğim endokrinolog "Siz kilo vermek için bir çaba göstermezseniz benim size yazabileceğim başka bi ilaç yok zaten, zamanımı boşa harcamayın" gibicesine konuşunca biraz korktum aslında, tip2 diyabet olucam, bacağımı kesecekler, kör olacağım korkusuyla, diyete başlasam mı acaba diye düşünürken 1-2 kilo daha aldım... Günlerden bir gün zorla beni diyete başlattı birisi (bu konuya geri dönülecek bi ara)... şimdilik 3 hafta oldu... belki burdan haftalık post yaparsam utanıp da bozmam diyorum.. tüm Türkiye beni okuyo ya:)

Ben güzide bir metabolik sendrom hastasıyım, bu sebeple internette dolaşan "bir ayda 8 kilo" diyetleri, "komşunun kızına yazmışlar işte; bi kiprit kutusu peynir yenecekmiş kaffaltıda" tarzı şeyler bana olmuyor. Konuyla ilgili kaynakları da incelersek 6 ay içerisinde vücut ağırlığının en fazla %15'ini vermek gerekiyormuş. Fazlası değil. Ben de bu mantıkla yola çıktım.. "üniversitedeki halim olmasa bile 6-7 yıl önceki halime dönsem ne güsel olur" diyerek başladım.. 3 haftadır performansımdan memnunum... Çok erişilmez hedefler koymamak lazım değil mi?

Benim gibi insülin direnci probleminiz varsa (şeker yükleme testi ile teşhis konuyor genelde) karbonhidrattan çok protein ağırlıklı beslendiğinizde diyet yapmak daha kolay oluyor sanırım... Kan şekerini yükseltmediği için acıkma hissi çok olmuyor, gözün dönmüş gibi tatlıya-cipse saldırmıyorsun...Şimdilik "Binge Eating" yaşamadım, hadi bakalım...

Bu sefer yazmaya devam taahhüt edip bu postu bitiriyorum.

Kişiye özel diyetin önemini bir kere daha belirtip diyorum ki;

I'm Back Baby :)